top of page
  • Yazarın fotoğrafıTavalıoğlu Berberoğlu

BANKA VE KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI SUÇLARI


Banka kartları esasen, bankalar nezdinde bulunan mevduat hesaplarının ve özel cari hesaplarında bulunan paranın kullanılmasına yararken, kredi kartları fonksiyonel olarak kredi işlevi görmektedir. Banka kartlarının ve kredi kartlarının mal ve hizmet alımlarında kullanılabilmesi bilişim sistemlerinin varlığını zorunlu kılmaktadır. Söz gelimi, bir alışveriş esnasında kredi kartı kullanılarak yapılacak ödeme sırasında, temelde internet bağlantısı ve POS cihazı bulunmalıdır. Bilişim sistemlerinde gerçekleşecek işlemler neticesinde ödeme gerçekleşecektir. Bilişim sistemlerinde gerçekleşen bu işlemlerin kuşkusuz kötüye kullanılma riski bulunmaktadır. Bu doğrultuda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (“TCK”)10 uncu Bölümünde “Bilişim Alanında Suçlar” düzenlenmiş; aynı kanunun 245 inci maddesi “Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçu düzenlenmiştir. Diğer taraftan, 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu’nda (“5464 sayılı Kanun”) banka veya kredi kartı sistemine ilişkin çeşitli suçlar düzenleme altına alınmıştır.


TCK’nın 245 inci maddesinde “Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması” suçları düzenlenmiş ise de, madde içerisinde esasen


“1- Başkasına ait bir banka veya kredi kartı ile yarar sağlamak;

2- Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirerek sahte banka veya kredi kartı üretmek, böyle bir kartı satmak, devretmek, satın almak veya kabul etmek;

3- Sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle yarar sağlamak”;


olacak biçimde üç farklı suç düzenlenmiştir.


Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanımı suçunun düzenlendiği TCK’da banka ve kredi kartına ilişkin bir tanıma yer verilmemiş olup; 5464 sayılı Kanun’da bu kavramlara ilişkin tanımlara yer verilmiştir. 5464 sayılı Kanun’a göre banka kartı Mevduat hesabı veya özel carî hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı” ifade ederken; kredi kartı ise “Nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fizikî varlığı bulunmayan kart numarasını” ifade etmektedir.

Bu bağlamda, tanımdan da anlaşılacağı üzere banka kartı, fon transferi, mevduat veya katılımın fonunun bankadan geri alınması gibi bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan fiziki kartı ifade etmektedir. Kredi kartı ise, yürütmüş olduğu işlev yönünden banka kartından farklıdır. Kredi kartı kısaca, bir bankanın belirli bir miktar parayı müşterisinin kullanımına ve emrine hazır tutması veya vermesidir. Bu yönüyle kredi kartı kredi işlevi görmektedir. Banka kartından yararlanılabilmesi ise kartın bağlı olduğu mevduat veya cari hesap içerisinde belirli bir mevduat veya katılım fonunu gerektirir.


A. Başkasına Ait Banka veya Kredi Kartı İle Yarar Sağlama Suçu


Bu suçun konusu sahte olmayan gerçek bir banka veya kredi kartı ile kredi kartına bağlı olan kart numaralarıdır. Suçun konusunun birinci fıkraya girebilmesi için, bu gerçek kartın suçun failine ait olmaması gerekmekle birlikte, ayrıca bu sucun oluşabilmesi için, gerçek ya da tüzel kişilik adına çıkarılan bu kartların kullanıma açık olması gerekmektedir.

Kanun maddesinde “…her ne suretle olursa olsun ele geçiren…” ibaresine yer verilerek kartın ele geçiriliş biçiminin hukuki anlamda önemli olmadığı vurgulanmak istenilmiştir. Kanun suçun oluşumu bakımından kartın ele geçirilmesinden ziyade kartın rıza dışı kullanımını aramaktadır. Suçun meydana gelmesi için kanun maddesinde aranan şart, herhangi bir yolla ele geçirilen veya elde bulundurulan banka veya kredi kartının kullanılması veya kullandırılması eylemlerinin kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası dışında gerçekleşmiş olmasıdır.


Anılan suçun oluşabilmesi için ele geçirilen veya elde bulunan banka veya kredi kartının rıza dışı kullanılması veya kullandırılması gerekir. Bu iki eylemden birincisi olan “kullanarak” kavramı kartı bizzat haksız yere kullanan kişinin fiilini, ikincisi olan “kullandırtarak” kavramı ise kartı elle geçiren ve elinde bulunduranın başkasına bu kartı kullandırtma fiilini anlatmaktadır. Belirtmek gerekir ki, kartın rıza dışı ele geçirilmesinin akabinde kart, meşru hamilin rızasıyla kullanılırsa suç oluşmayacaktır.


Suçun mağdurunu belirlemek için ise her somut olayı kendine özgü değerlendirmek gerekecektir. Şöyle ki, birinci fıkrada düzenlenen suçun mağduru, eğer banka veya kredi kartı kartın hamilinin rızası dışında kullanılmışsa bu durumda suçun mağduru kart hamilidir. Ancak, banka veya kredi kartı henüz hamile teslim edilmemişse uçun mağduru kartı çıkaran kuruluş olacaktır.


Bununla beraber TCK’nın 245 inci maddesi dördüncü fıkrasına giren suç bakımından bir şahsi cezasızlık öngörülmüştür. Maddeye göre, banka veya kredi kartını kötüye kullanma suçunu işleyen fail, suçu; haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşine, üstsoy veya altsoyuna veya bu derecede kayın hısımlarından birine veya evlat edinenine veya evlâtlığına, aynı konutta beraber yaşayan kardeşine karşı işlemesi durumunda faile ceza verilmeyecektir.


B. Banka veya Kredi Kartında Sahtecilik Suçu


Bu suç düzenlemesi ile öncelikli olarak korunmak istenen hukuki değer, bankalara duyulan güven ve onların bilişim sistemidir. Suçta belirtilen değer birden fazla olup; hem ticari hayatın sosyal yaşam içindeki güvenilirliğine, hem de malvarlığının korunmasına ve kamu düzeninin sağlanmasına yönelik karma bir yapı içermektedir. Bu suçun konusunu; başka kişilere ait banka veya kredi kartı hesapları ile ilişkilendirmek suretiyle sahte olarak üretilen, satın alınan, satılan, devredilen, kabul edilen banka veya kredi kartları oluşturur. Haksız olarak kullanılan gerçek banka veya kredi kartları ve var olan bir hesapla ilişkilendirilerek değil de tamamen sıfırdan sahte olarak üretilen banka veya kredi kartları anıla suçun konusunu oluşturmayacaktır.


Suçun gündeme gelebilmesi için maddede yazılan hareketlerin, diğer deyişle kartın üretilmesi, satılması, satın alınması, devredilmesi, kabul edilmesi hareketlerinin gerçekleşmesi gerekir. Bu açıdan seçimlik hareketlerden birinin gerçekleşmesi halinde diğer şartların da sağlanması koşuluyla suç oluşacaktır.


Diğer taraftan, suçun oluşması için bir zararın meydana gelmesi aranmamıştır. Bunun sebebi ise suç bir tehlike suçu olarak düzenlemiştir. Bu suçun faili de kartın meşru hamilidir. Burada üretilen, satılan, satın alınan, devredilen, kabul edilen banka veya kredi kartlarının kullanılmaması dolayısıyla kart sahibinin zararının olmadığı, bu nedenle kart sahibinin mağdur olamayacağı düşünülse de suçun tamamlanması için zararın meydana gelmiş olması aranmadığı değerlendirildiğinde kart sahibi söz konusu suçun mağdurudur.


C. Sahte Oluşturulan veya Üzerinde Sahtecilik Yapılan Bir Banka veya Kredi Kartını Kullanmak Suretiyle Yarar Sağlamak Suçu


Sahte banka veya kredi kartlarını kullanarak yarar sağlama suçunun konusu, sahte olarak üretilen veya üzerinde tahrifat yapılarak değiştirilen banka ya da kredi kartlarıdır. Sahte banka veya kredi kartı oluşturma eylemi, başkasına ait banka hesabıyla ilişkilendirilerek, tamamen sahte kart üretilerek, gerçek bir kartın üzerinde sahtecilik yapılması şeklinde karşımıza çıkabilir.


Maddeye göre sahtecilik yaparak başkalarının hesaplarıyla ilişkilendirerek baştan sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış bir gerçek kartın kullanılması suretiyle haksız yarar sağlanması eylemleri cezalandırılacaktır. Bu açıdan, suçun tamamlanabilmesi için failin kendisine ya da başkasına yarar sağlamış olması gerekir. 


5464 SAYILI KAPSAMINDA BANKA VEYA KREDİ KARTLARININ KÖTÜYE KULLANILMASI


5464 sayılı Kanun'un 12 inci maddesinde "Kartın haksız kullanımı ve sigortalanması" başlıklı maddesi; "Kartın ya da 16 ncı maddede belirtilen bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde kart hamili, yapacağı bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Yeni Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur. Hukuka aykırı kullanımın, hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanması veya bildirimin yapılmaması hallerinde bu sınır uygulanmaz" hükmünü amirdir. Bu çerçevede, 12 inci maddenin de banka veya kredi kartının kötüye kullanılması kavramı kapsamında değerlendirilmelidir.


Diğer taraftan, 5464 sayılı Kanun'un 16 inci maddesi "Kart hamili, kendisine tevdi edilen kartı ve kartın kullanılması bir kod numarası, şifre veya kimliği belirleyici başka bir yöntemin kullanılmasını gerektiriyorsa bu bilgileri güvenli bir şekilde korumak ve başkaları tarafından kullanılmasına engel olacak önlemleri almak, kartın kaybolması, çalınması veya iradesi dışında gerçekleşmiş herhangi bir işlemi öğrenmesi halinde kart çıkaran kuruluşu derhal haberdar etmek zorundadır." hükmünü amir olup; ilgili madde uyarınca, kart hamili, kartın kaybolması ya da kart numaralarının çalınması halinde veya iradesi dışında bir işlemin gerçekleştiğini öğrendiği takdirde, durumu kart çıkaran kuruluşa durumu bildirmekle yükümlüdür.


Yine 5464 sayılı Kanun kapsamında değerlendirmek ve toparlamak gerekirse; kart hamili, kartın ya da 5464 sayılı Kanun'un 16 ncı maddesinde belirtilen bilgilerin kaybolması veya çalınması halinde kart hamili, yapacağı bildirimden önceki yirmidört saat içinde gerçekleşen hukuka aykırı kullanımdan doğan zararlardan yüzelli Türk Lirası ile sınırlı olmak üzere sorumludur.


Öte yandan, madde kapsamında bir istisna düzenlenmiş olup; kartın hukuka aykırı kullanımı, hamilin ağır ihmaline veya kastına dayanıyorsa veyahut da bildirim yükümlülüğü yerine getirilmemişse, 12 nci maddede düzenlenen sınır uygulanmayacaktır. Söz gelimi, kart bilgileri kart hamilinin bilgi dâhilinde üçüncü kişilerle kötü niyetli bir şekilde paylaşılırsa belirtilen sınır uygulanmayacaktır.


Diğer taraftan belirtmek gerekir ki; 5464 sayılı Kanun'un 43 üncü maddesi uyarınca; tacirlere verilen "Kurumsal kredi kartları" hakkında 5464 sayılı Kanun'un 12 nci maddesi uygulanmayacaktır.

 

 

 

 

 

40 görüntüleme

Kommentare


bottom of page